top of page

HIV - AIDS

HIV (Human Immmunodeficiency Virus), Türkçe’de  Ä°nsan Bağışıklık YetmezliÄŸi Virüsü olarak adlandırılan bir virüstür. Adından da anlaşılabileceÄŸi gibi bu virüs insan  bağışıklık sisteminin zayıflamasına ve etkisiz hale gelmesine neden olur. Bağışıklık sistemi çöken vücut, normalde kolaylıkla direnç gösterebileceÄŸi hastalıklara karşı savunmasız hale gelir.

AIDS nedir?

AIDS (Acquired Immune Deficiency Syndrome) HIV tarafından oluÅŸturulan, Türkçe'de "Edinsel Bağışıklık YetmezliÄŸi Sendromu" olarak adlandırılan bir hastalıklar bütünüdür. Her HIV pozitif hasta AIDS demek deÄŸildir. AIDS,HIV pozitif taşıyıcı bir kimsenin kan testleriyle ölçülebilen bağışıklık sistemi hücrelerinin virüs tarafından yüksek düzeyde tahrip edilmiÅŸ olmasıyla tanımlanabilir.

Bulaşma nasıl olmaktadır?

HIV bulaşıcılığı, üst düzeyde olan bir virüs olmamasına raÄŸmen, mutlaka korunulması gereken bir virüstür. HIV doÄŸası gereÄŸi tek başına yaÅŸamını idame edemeyen bu nedenle mutlaka konak ihtiyacı olan bir virüstür. Virüs açık hava ÅŸartlarında uzun süreli canlı kalmamakla birlikte oksijenle temasta kısa sürede ölmektedir. Standart sterilizasyon uygulamaları virüse karşı korunmada yeterlidir. Virüsün bulaÅŸma yolu temelde vücut sıvılarının iletilmesi olarak özetlenebilir. Bu nedenle kan gibi, meni gibi virüsün daha yoÄŸun olduÄŸu vücut sıvılarının virüsün iletiminde yeri büyüktür. Tükürük gibi, ter gibi, göz yaşı gibi ve idrar gibi vücut sıvıları virüs taşımamaktadır. Bu nedenle öpüÅŸmekle, tokalaÅŸmakla, ortak duÅŸ-banyo alanlarını ve tuvaletleri kullanmakla bulaÅŸmaz.

HIV’in 3 temel bulaÅŸ yolu bulunmaktadır;

  • Korunmasız cinsel iliÅŸki ( %80-85)

  • Kan alışveriÅŸi (%10-15)

  • Anneden bebeÄŸe doÄŸum ve ve anne sütü ile ( %3-5)

Kondom (Kaput, kılıf, prezervatif) kullanmak, cinsel etkinlik gösteren kiÅŸilerin HIV'den korunmasında halen en güvenilir yöntemdir. Ülkemizde, hem erkekler hem de kadınlar için kondom mevcuttur. Cinsel iliÅŸkinin her çeÅŸidinde (vajinal, anal, oral), her iliÅŸkide kondom kullanıldığı taktirde ve doÄŸru kullanılması halinde koruyuculuÄŸu %100 ’e yaklaÅŸmaktadır. Kondomla birlikte sperm öldürücü krem ve kayganlaÅŸtırıcı kullanılması da tavsiye edilmektedir. 
HIV bulaşma riskinin fazla olduğu anal (makattan) ilişkiye girilecekse mutlaka kondom ve kayganlığı arttırıcı su bazlı kremler kullanılmalıdır.

HIV hangi durumda bulaÅŸmaz?
  • Aynı ortamı paylaÅŸma ve soluma,

  • El sıkışma, saÄŸlam deriye dokunma, okÅŸama, kucaklama, sosyal öpüÅŸme,

  • Tükürük, gözyaşı, ter, aksırık, öksürük, idrar, dışkı,

  • Yiyecekler, içecekler, çatal, kaşık, bardak, tabak, telefon,

  • Tuvalet, duÅŸ, musluk, yüzme havuzu, deniz, sauna, hamam,

  • Sivrisinek ve diÄŸer böceklerin sokması, kedi, köpek ve diÄŸer hayvanlarla yaÅŸamak gibi durumlar HIV'in bulaÅŸmasına neden olmaz.

HIV'in görülme sıklığı nedir?

BirleÅŸmiÅŸ Milletler HIV/AIDS Ortak Programı (UNAIDS) 2009 yılı raporuna göre;

  • Dünya'da 33,3 milyon eriÅŸkin HIV taşıyıcısı bulunduÄŸu,

  • Yılda 2,6 milyon kiÅŸi HIV'e yakalandığı,

  • Yılda 1,8 milyon kiÅŸinin AIDS nedeni ile öldüÄŸü,

  • Günde 7000'den fazla kiÅŸinin HIV ile enfekte olduÄŸu bildirilmiÅŸtir.

Ülkemizde de HIV/AIDS hastalığı konusunda tanı alan HIV/AIDS vaka sayısında göreceli bir artış görülmektedir. SaÄŸlık Bakanlığına 2010 yılı Haziran ayı itibarı ile toplam 4.177 HIV(+) kiÅŸi bildirimi yapılmış olup vakaların %70'ini erkekler oluÅŸturmaktadır. Enfeksiyondan en çok 25–39 yaÅŸ arasındaki bireyler etkilenmiÅŸtir. Bildirimi yapılan HIV (+) vakalarının %17,6'sını yabancı uyruklu kiÅŸiler oluÅŸturmaktadır.

HIV 'in tipleri nedir?

HIV1 ve HIV2 olmak üzere bilinen iki tipi bulunmaktadır.  HIV1 genellikle Amerika BirleÅŸik Devletleri ve Batı Avrupa’da, HIV2 ise Batı Afrika ülkelerinde yaygın olarak bulunmaktadır. Tip 1 ve Tip 2 suÅŸlarının birçok biyolojik karakterinin benzer olmasına raÄŸmen serolojik ve moleküler yapılarının birbirinden farklı olduÄŸu saptanmıştır.  Ayrıca HIV2’nin seksüel yolla ve doÄŸum esnasında anneden bebeÄŸe bulaÅŸma oranının HIV1’den daha az olduÄŸu belirlenmiÅŸtir.

Tanıda kullanılan testler nelerdir?

HIV virüsünü saptamaya yönelik laboratuvar testleri virüsün vücuda giriÅŸ zamanına göre deÄŸiÅŸiklik göstermektedir. Bu testler aÅŸağıdaki gibi sıralanmaktadır;

PCR testinin HIV tespitindeki yeri nedir?

HIV PCR testi, virüs genetik materyalinin PCR tekniÄŸi ile çoÄŸaltılarak ölçülecek ve tanımlanabilecek duruma getirilmesidir. Enfekte olmuÅŸ bir kiÅŸinin kanında virüs bulunmasına raÄŸmen erken dönemde virüse karşı antikor oluÅŸmamaktadır. Bu nedenle PCR testi erken evrede HIV virüsünün kanda tespitinde kullanılmaktadır. Åžüpheli temastan 9-11 gün sonra HIV PCR testi ile virüs varlığı saptanabilmektedir. PCR testinin virüsü saptama duyarlılığı 28. günden itibaren %98-100 olarak belirtilmektedir.

PCR testi, HIV ÅŸüphesi taşıyan herkes tarafından yaptırılabilir. Özellikle ÅŸüpheli iliÅŸkiden sonra ve yenidoÄŸanlarda HIV araÅŸtırmasının PCR tekniÄŸi ile yapılması gerektiÄŸi vurgulanmaktadır. PCR testi ayrıca HIV pozitif kiÅŸilerde virüs miktarının ölçülmesi ve AIDS hastalarının tedaviye verdikleri yanıtın takibinde de kullanılmaktadır. 

P24 antijenine ne zaman bakmalıyız?

P24, HIV virüsüne özgü viral bir proteindir. Bu proteinin vücutta saptanması virüs varlığını göstermektedir. Testin virüs bulaÅŸmasından sonra geçen 21. günden 90. güne kadar yapılması uygun bulunmaktadır

ELIZA testi ne zaman yapılmalıdır?

HIV virüsü ile enfekte kiÅŸilerin savunma sisteminde bu virüsle savaÅŸmak için HIV’e karşı özel antikorlar oluÅŸur. Kandaki bu antikorların ELISA yöntemiyle saptanmasına Anti-HIV testi denir. HIV antikorlarının ELISA yöntemiyle ölçülebilecek düzeye ulaÅŸması için 3 aylık bir süre (pencere dönemi) geçmesi gerekmektedir. Bu nedenle test, bulaÅŸma gerçekleÅŸtikten 3 ay sonra yapılmalıdır.

Anti-HIV test sonucunun pozitif olması kanda HIV virüsüne karşı antikorların oluÅŸtuÄŸunu gösterir. Bu nedenle Anti-HIV testinin pozitif (seropozitif) olduÄŸunu söyleyebilmemiz için Westernblot testi adı verilen doÄŸrulama testinin de yapılıp sonucunun pozitif bulunması gerekmektedir.

AIDS' in belirtileri nelerdir?

HIV bulaÅŸtıktan sonra, AIDS hastalığı belirtileri kiÅŸinin yaÅŸam koÅŸullarına ve vücut direncine göre 3-15 yıl  sonra ortaya çıkmaktadır. Enfeksiyon belirtileri aÅŸağıdaki gibidir.

  • Belirli bir nedene baÄŸlı olmaksızın haftalarca süren derin bitkinlik

  • 2 ay içerisinde %10’dan fazla tanımlanamayan kilo kaybı

  • Birkaç haftadan fazla süren ve sebebi açıklanamayan ateÅŸ, titreme ve gece terlemeleri

  • Ä°lk bakışta çürüÄŸe benzeyen, ancak kaybolmayan, aÄŸrısız, vücudun her yerinde bulunabilen düzgün, sert ve gittikçe büyüyen pembe-kızıl renkli lekeler

  • Belirgin bir sebebi olmayan ve iki haftadan uzun süren koltuk altı ve boyun lenf bezlerinde ÅŸiÅŸlik

  • Solunum güçlüÄŸü ve kuru öksürük

  • Ağızda devamlı beyaz lekeler bulunması, uçuklar

  • Kronik diyare (ishal)

AIDS' in klinik seyri nasıldır?

AIDS' de 3 dönem karşımıza çıkar,

1. Akut Retroviral Sendrom (Erken Dönem Belirtileri)
HIV bulaÅŸmasından 1-6 hafta sonra hastaların önemli bir kısmı non-spesifik ateÅŸli bir hastalık geçirmektedir. Bu tablo geçici ve birkaç hafta içerisinde kendiliÄŸinden iyileÅŸen bir enfeksiyon ÅŸeklindedir.

Hastalarda;
• AteÅŸ
• Halsizlik, yorgunluk
• Döküntüler 
• BaÅŸ aÄŸrısı
• Farenjit
• Diyare saptanabilmektedir.
2. Asemptomatik Dönem (Semptomsuz Dönem)
Serokonversiyon (antikor oluÅŸumu) döneminden sonra enfekte kiÅŸiler asemptomatik döneme girerler. Bu dönemde kiÅŸilerde hiçbir belirti gözlenmemesine raÄŸmen bulaÅŸtırıcıdırlar. Asemptomatik dönem 6.5-13 yıl (ortalama 8-10 yıl) sürmektedir. Ancak vakaların %20-30'u ortalama 1.5-5 yıl içerisinde bir sonraki döneme geçebilmektedir. Bu süreyi virüsün alınma yolu, virülansı (hastalık yapma yeteneÄŸi) ve hastanın yaşı gibi faktörler etkilemektedir. Transfüzyon (kan veya bir kan ürününün doÄŸrudan bireyin dolaşım sistemine verilmesi) yolu ile bulaÅŸmalarda virüs miktarı daha fazla olduÄŸundan süre 6 yıl olmakta, virüsü cinsel temasla alan homoseksüel erkeklerde ise bu süre 10-12 yıla kadar uzamaktadır.
3. Semptomatik Evre (Geç Dönem Belirtileri)
Herhangi bir zamanda ortaya çıkabilir, ancak genellikle 8 yıl kadar sonra gözlenmektedir. Bu dönemde çoÄŸunlukla hayatı tehdit edici olmamakla birlikte tüberküloz (verem), lokal fungal enfeksiyonlar (bölgesel mantar enfeksiyonu), lenfoma (lenf kanserleri) gözlenebilmektedir.

AIDS' de tedavi ve hedef nelerdir?

AIDS’in tedavisinde olumlu geliÅŸmeler bulunmaktadır. HIV virüsüne karşı etkili oldukları bilinen antiretroviral ilaçlar üretilmiÅŸtir. Farklı etki mekanizmasına sahip antiretroviral ilaçların ikisinin ya da üçünün bir arada kullanımı ile baÅŸarılı bir tedavinin yapılacağı belirtilmektedir.

AIDS tedavisi doktor kontrolünde ve kesintisiz sürdürülmelidir. Bağışıklık sisteminin zayıflamasından dolayı AIDS dışında enfeksiyonlar geliÅŸmekte olup bu enfeksiyonların çoÄŸunu tedavi etmek mümkün olmaktadır. AIDS’den korunmak için bugüne kadar kullanılabilecek her hangi bir aşı geliÅŸtirilememiÅŸtir.

Klinik Tecrübelerim & Yorum

Sık sık KliniÄŸe " acaba ben aids miyim ? " diye özellikle 15-25 yaÅŸ grubundan ÅŸüpheli cinsel iliÅŸki sonrası hastalar gelmektedir. Açıkcası benim bugune kadar hiv pozitif gördüÄŸüm hasta sayısı bir eli geçmez. Benim izlenimim, heteroseksüel iliÅŸkide bulaÅŸma gerçekten çok zayıf. Edinburgh Universitesinde bulunduÄŸum sürede, enfeksiyon hastalıkları kliniÄŸinde çok sayıda aids hastası görme sansım oldu.  Bu hastaların neredeyse tamamı ortak enjektör kullanımı sonucu hiv pozitif olmuÅŸ uyuÅŸturucu bağımlısı kiÅŸilerdi. Homoseksüel yada heterosekseksüel, cinsel yolla bulaÅŸma sonucu HIV pozitif olmuÅŸ hasta sayısı çok azdı.

bottom of page