Genital Herpes ( Genital Uçuk )
Genital herpes, cinsel yolla bulaşan hastalıklardan olup, hastalığa DNA virüsu olan herpes simpleks virüs tip-2 (HSV-2) neden olmaktadır. Tip-1 (HSV-1) ise dudakta uçuk yapar. Hastalık bulaşan bireylerin çoğunda; hiç belirti gözlenmemekte veya hafif semptomlarla seyredebilmektedir. Semptomatik vakalarda; genellikle genital bölgede veya rektum çevresinde bir veya birkaç adet uçuk benzeri içi berrak sıvı ile dolu (vezikül) lezyonlarla karakterizedir.
Genital herpes (genital uçuk) nasıl bulaşır?
HSV-1 de bazen genital herpese neden olabilmekte, ancak genellikle dilde ve dudakta uçuk şeklinde gözlenmektedir. Bu bölgelere temas edilmesi durumunda virüs bulaşmaktadır. HSV-2 ise özellikle genital herpese (cinsel bölgede uçuğa) neden olur. Bu nedenle enfeksiyon; oral-genital veya genital-genital tipi cinsel ilişkiden sonra bulaşabilmektedir. Virüs dış ortamda da belli bir süre canlılığını muhafa edebilemktedir. HSV-2 ’nin kuru havluda 72 saat, klozet kenarında, eldivende ve prezervatifte 2-4 saat yaşayabildiği saptanmıştır.
Genital herpesin (genital uçuk) semptomları nelerdir?
HSV-2 ile infekte olmuş çoğu insanda belirti görülmediğinden, virüsün varlığı teşhis edilememektedir. Virüsün bulaşmasından ortalama 2 hafta sonra genital bölgede uçuk oluşmaktadır. Bu uçukların ilk defa patlamasıyla hafif genital ülser-yara oluşmakta ve 2-4 hafta sonrasında iyileşme gözlenmektedir. Birbirini izleyen lezyonlarda ise giderek yaranın ciddiyetinde azalma ve iyileşme süresinde kısalma gözlenmektedir. Ancak çoğu durumda, bu tip yaralar oluşmamakta veya önemsiz bir lezyon izlenimi verdiğinden hastanın dikkatini çekmemektedir
Genital herpesin (genital uçuk) görülme sıklığı ne kadardır?
Herpes taşıyan hastaların; %90’ı bu durumdan habersiz olmakta, %50’si bu hastalığın genital belirtilerini göstermemekte ve %70’i hastalık semptomları ortaya çıkmadan önce başka bireylere bulaştırmaktadır. Türkiyede yapılan bir çalışmada toplumda HSV1’in %85,3 - 99 arasında, HSV2’nin ise %4,8 - 6 arasında bulunduğu saptanmıştır.
Genital Herpes (genital uçuk) tedavi edilmediğinde oluşturabileceği komplikasyonlar nelerdir?
Genital herpes, genital bölgede acı veren yaralar oluşturmakta ve bireyin bağışıklık sistemini zayıflatmaktadır. Semptomların ciddiyetinden bağımsız olarak, hastada psikolojik strese de neden olmaktadır. Ayrıca genital herpes, HIV’in bulaşmasına zemin hazırlamakta ve AIDS riskini arttırmaktadır.
Genital herpesin bebeklere bulaşması ölümcül olabildiğinden, hamile kadınların herpes simpleks virüsüne karşı tedbirli olması gerekmektedir. Genital herpes taşıyan hamile bayanlarda, normal doğum sırasında bebeğe bulaşma ihitimalinden dolayı genellikle sezaryenle doğum yapması önerilmektedir.
Genital herpes (genital uçuk) nasıl teşhis edilir?
Genital herpesin teşhisi, genellikle genital bölgede oluşan uçuktan şüphelenme sonrasında gerçekleşmektedir. Aktif dönemde fizik muayne ile tanı çok rahat konur. Yaradan örnek alarak laboratuvara gönderilebilir. Bu örnekler genelde kültür metodu veya daha hassas PCR metodu ile çalışılmaktadır. Ayrıca vücutta oluşan antikorların tespiti için kan alımı da yapılarak ELIZA testi ile tespiti yapılabilmektedir.
Genital Herpes (genital uçuk) tanısında moleküler analizin önemi nedir?
ELIZA: Herpes simpleks virüsüne karşı üretilen antikorların tespitine dayalı olan kan örnekleri üzerinde çalışılan bir testtir. Ancak ELIZA testleri geçmişte genital herpes geçirmiş bireylerde de pozitif göstermeye devam etmektedir. Bununla beraber ELIZA testleri vücudun ürettiği antikorların tespitine dayalı olduğundan; testin yapılabilmesi için bireyin bağışıklık sistemine göre, enfeksiyonun bulaşmasından sonra 6-24 hafta geçmesi gerekmektedir. Özellikle bu dönemde PCR, uzun bekleme dönemi gerektirmemesi ve ELIZA’ dan daha yüksek sensitiviteye sahip olması nedeniyle kullanılmaktadır. PCR, belirti görülen veya görülmeyen vakalarda yüksek sensitiviteyle sonuç verebildiğinden tercih edilmektedir.
PCR: PCR metodu virüsün DNA’sını hedef aldığından, düşük virüs konsantrasyonlarında bile hastalığı tespit edebilmektedir. Diğer metotlarla karşılaştırıldığında, PCR; örneklerin saklanma süresinden ve bekletilme koşullarından en az etkilenen metot olmaktadır
Kültür metodu nedir?
Kültür metodu: Kültür metodunda, lezyondan alınan örneklere Papanicolaou, Giemsa veya Wright boyamaları yapılarak virüsün tespiti gerçekleştirilmektedir. Herpes simpleks virüsünün saptanma teknikleriyle ilgili yapılan çalışmalarda; kültür metodunun sensitivitesi %69,9 ELIZA testinin sensitivitesi %83-100 olarak belirlenmiştir. Bu veriler, metotların hatalı negatif sonuç verebildiğini göstermektedir. Diğer taraftan PCR metodu yaklaşık %100 sensitiviteyle çalışmaktadır. Bundan dolayı PCR metodunun, herpes simpleksin tayininde en geçerli metotlardan olduğu bilinmektedir.
Genital herpesin (genital uçuk) tedavisi var mıdır?
Genital herpes için kalıcı bir tedavi bulunmamaktadır; ancak anti-viral ilaçların kullanımı uçukların oluşmasını engellemekte ve kısa sürede iyileşmesini sağlamaktadır. Ayrıca virüsü baskılayıcı tedavi, virüsün diğer partnerlere bulaşma riskini de düşürmektedir.
Genital herpesten (genital uçuk) nasıl korunulur?
Genital herpesten korunmanın en kesin yolu olarak; şüpheli ilişkiden kaçınılması ve uzun dönemli, tek eşli cinsel ilişkilerin tercih edilmesi önerilmektedir. Erkeklerde ve kadınlarda kondom kullanımı, virüsün bulaşma riskini yok etmemekle beraber, önemli ölçüde azaltmaktadır. Ayrıca belirli semptomlar gözlenmese de birey virüsü taşıyabilmektedir
Klinik Tecrübem & Yorum
Bu hastalıkla mücadelede öncelikle hastanın günümüzde mutlak bir tedavisi olmadığını bilmesi ve kabul etmesi gerekiyor. Bağışıklığın düştüğü dönemlerde, stres altında veya uzun süren bedeni zorlayan cinsel ilişki sonrası, tıpkı dudaktaki uçuğun bir grip sonrası çıkması gibi bu lezyonlarda genital bölgede ortaya çıkmaktadır. Lezyonların çıktığı bu dönem, aktif bulaştırıcılık döenmi olduğu için ilişkiden kaçınılması gerekir. Böylece partnere bulaştırmamış olunur. Lezyonlar çıkmaya başladığı an antiviral tedavi başlanması lezyonların kısa sürede sönmesine yeterli olacaktır. Sürekli baskılayıcı antiviral tedaviyi önermiyorum. Bağışıklık sistemini güçlendirici ilaçların çok anlamlı bir faydası olduğunu da düşünmüyorum.